Beykozlu
New member
Eski Merkez Bankası Lider Yardımcısı Fatih Özatay, “Ama muhalefetin de ortadaki ekonomik meseleleri çözecek bir ekonomik programı yok” telaffuzunu kıymetlendirdi. Özatay “ortasında bulunduğumuz meseleleri azaltacak ve daha sonra da tahlil patikasına oturtacak bir ekonomik program harikulade bir tasarım hüneri mi gerektiriyor? Yani bir ‘mühendislik harikası’ mı olmalı?” diye sorarak şöyleki dedi:
“Kıymetli ekonomik meselelerimiz olduğu apaçık ortada. İşsizlik oranı çok yüksek. Keza enflasyon da. Fiyatlı kısmın ulusal gelirden aldığı hisse küçülüyor. Yurtharicinden borçlanma azaldığında tökezleyen bir ekonomimiz var.
Adalet sistemi üzerinde derin kuşkuların olduğu bir iktisat üretken yatırımlar için bir cazibe merkezi olabilir mi? İhale yasası düzgün değilse kamu yatırımları verimli olabilir mi? Arazi rantı vergilendirilemiyorsa endüstriciler kaynaklarının azımsanmayacak bir kısmını araştırma ve geliştirmeye ayırırlar mı? Yoksa bir kısmı inşaat bölümüne mi yönelir? Derin dış siyaset problemleri olan bir ülkenin iktisadının kırılganlığı artmaz mı? Kamuda liyakate dayalı bakılırsavlendirme şayet olmazsa iktisatta çarklar süratli döner mi? Merkez bankasının siyasetlerine inanç duyulmuyorsa ve bankanın siyasi baskıya açık olduğu düşünülüyorsa enflasyonla çaba başarılı olabilir mi?
bu biçimde bakıldığında, aslında ekonomik sıkıntılarımızın tahlili yolunda çarçabuk atılacak değerli adımlar olduğu ortaya çıkıyor: Adil bir yargı sisteminin oluşturulması, liyakate dayalı bir atama sistemi, yeni bir ihale yasasının çıkarılması, arazi rantını vergilendiren bir sistem oluşturulması ve Merkez Bankası’nın bir daha bağımsız yapılması.
Üstte kaba sınırlarını çizdiğim programın değerli bir kısmı çarçabuk atılabilecek adımlardan oluşuyor. Açık ki bu biçimde bir program Türkiye’nin her ekonomik meselesini çözecek değil. Lakin sonrasındasında yapılacak işler için sağlam bir taban hazırlayacağı ortada. ötürüsıyla sihirli tahliller gerekmiyor. Sihirli olmadıkları için de tasarlanmaları çok kolay. Hele bu biçimde bir program ‘daha zorlu’ olan problemlere da kademeli halde el atarsa Türkiye iktisadını basitçe coşturur.“
“Kıymetli ekonomik meselelerimiz olduğu apaçık ortada. İşsizlik oranı çok yüksek. Keza enflasyon da. Fiyatlı kısmın ulusal gelirden aldığı hisse küçülüyor. Yurtharicinden borçlanma azaldığında tökezleyen bir ekonomimiz var.
Adalet sistemi üzerinde derin kuşkuların olduğu bir iktisat üretken yatırımlar için bir cazibe merkezi olabilir mi? İhale yasası düzgün değilse kamu yatırımları verimli olabilir mi? Arazi rantı vergilendirilemiyorsa endüstriciler kaynaklarının azımsanmayacak bir kısmını araştırma ve geliştirmeye ayırırlar mı? Yoksa bir kısmı inşaat bölümüne mi yönelir? Derin dış siyaset problemleri olan bir ülkenin iktisadının kırılganlığı artmaz mı? Kamuda liyakate dayalı bakılırsavlendirme şayet olmazsa iktisatta çarklar süratli döner mi? Merkez bankasının siyasetlerine inanç duyulmuyorsa ve bankanın siyasi baskıya açık olduğu düşünülüyorsa enflasyonla çaba başarılı olabilir mi?
bu biçimde bakıldığında, aslında ekonomik sıkıntılarımızın tahlili yolunda çarçabuk atılacak değerli adımlar olduğu ortaya çıkıyor: Adil bir yargı sisteminin oluşturulması, liyakate dayalı bir atama sistemi, yeni bir ihale yasasının çıkarılması, arazi rantını vergilendiren bir sistem oluşturulması ve Merkez Bankası’nın bir daha bağımsız yapılması.
Üstte kaba sınırlarını çizdiğim programın değerli bir kısmı çarçabuk atılabilecek adımlardan oluşuyor. Açık ki bu biçimde bir program Türkiye’nin her ekonomik meselesini çözecek değil. Lakin sonrasındasında yapılacak işler için sağlam bir taban hazırlayacağı ortada. ötürüsıyla sihirli tahliller gerekmiyor. Sihirli olmadıkları için de tasarlanmaları çok kolay. Hele bu biçimde bir program ‘daha zorlu’ olan problemlere da kademeli halde el atarsa Türkiye iktisadını basitçe coşturur.“