Tütün Nerede Kullanılır? Bir Hikâyenin Dumanlı Satırlarında...
Selam dostlar,
Bugün size biraz farklı bir hikâye getirdim. Sadece “tütün”ün nerede kullanıldığını anlatmak için değil, o kokunun, o dumanın içinde bir ömürlük hatıraların nasıl gizlenebileceğini göstermek için yazmak istedim. Belki siz de okurken kendi anılarınızdan bir parça bulursunuz, kim bilir?
Bir Dükkanın Önünde Başlayan Hikâye
Kasabanın en işlek caddesinde, eski bir tütün dükkânı vardı. Tahtadan kapısının üzerinde solmuş bir tabela asılıydı: “Süleyman Efendi’nin Tütünleri”. İçerisi her daim taze tütün kokardı; o keskin ama bir o kadar da huzurlu koku, dışarıdan geçenleri bile içine çekerdi.
Bir sabah, dükkânın önüne genç bir kadın geldi: Elif. Elinde küçük bir defter, gözlerinde belli belirsiz bir hüzün vardı. İçeri girerken süzüldü kokunun içine, bir an durdu. O koku, yıllar öncesinden birini hatırlatmıştı ona.
Süleyman Efendi’nin torunu olan Murat, tezgâhın arkasında tütünleri karıştırıyordu. Elif’in yüzündeki dalgınlığı fark etti.
“Buyrun hanımefendi,” dedi nazikçe. “Tütün mü alacaktınız, yoksa sadece kokusuna mı geldiniz?”
Elif hafifçe gülümsedi. “Belki ikisi de,” dedi. “Dedem eskiden kendi tütününü sarardı. O koku, sanki evimizin üçüncü bireyiydi.”
Erkeklerin Stratejik Dünyası, Kadınların Duygusal Dokunuşu
Murat, tütünü sadece bir ürün olarak görürdü. Onun için oranlar, karışımlar, kuruluk dereceleri önemliydi. Hangi yaprağın hangi tarladan geldiğini bilmek, tütünü yaşatmanın tek yoluydu. Yani mesele bir stratejiydi; denge ve teknikti.
Elif içinse tütün, babasının sesiyle, dedesinin kahkahasıyla, annesinin “Yeter artık, duman içinde kaldık!” serzenişiyle iç içeydi. Ona göre tütün, bir duyguydu. Bir kokuda saklanan hatıra, bir dumanın ardına gizlenmiş geçmişti.
“Sen tütünü aklınla karıştırıyorsun, ben kalbimle kokluyorum,” dedi Elif.
Murat gülümsedi. “Belki de bu yüzden tütün hâlâ yaşatıyor bizi. Sen hatırlıyorsun, ben sürdürüyorum.”
Tütün Nerede Kullanılır?
O gün, tütünün sadece bir tiryakilik olmadığını konuştular.
Elif, tütünün halk hikâyelerinde, türkülerde, mektuplarda yer alışını anlattı.
“Birçok kadın, sevdiklerine tütün kokulu mendiller gönderirdi. O mendil, hem vedaydı hem umut. Çünkü o koku, sevgiyi taşırdı.”
Murat ise tütünün toprakla olan bağını anlattı:
“Toprakta filizlenir, güneşte kurur, ustanın elinde şekil alır. Tütün aslında insana benzer. Ne kadar işlenirse, o kadar karakter kazanır.”
İkisi de anladı ki, tütün sadece ağızda değil; hatıralarda, hikâyelerde, ilişkilerde de kullanılıyordu.
Bir baba, oğluyla tütün sararken sohbet ediyordu.
Bir kadın, sevdiği adamın gömleğinde o kokuyu arıyordu.
Bir ihtiyar, köy meydanında pipo yakarken gençliğini hatırlıyordu.
Tütün, bir nesiller köprüsüydü. Kimi için yalnızlığın dert ortağı, kimi için dost sohbetlerinin bahanesi.
Bir Duman Gibi Yükselen Geçmiş
Akşam olunca Elif, Murat’ın dükkanında kalmıştı hâlâ. Güneşin son ışıkları camdan içeri süzülürken, tütün tozlarının arasında parlayan o ışıklar, havada dans eden anılar gibiydi.
Elif defterini açtı. “Tütün nerede kullanılır?” başlıklı bir yazı karaladı. Ama o yazı, ansiklopedik bilgiyle değil, hislerle doluydu.
“Bir tütün, bazen bir özlemin mektubudur,” diye başladı.
“Bazen bir babanın yokluğunu koklatır.
Bazen bir dostluğun sessiz tanığı olur.
Ve bazen, sadece bir dükkânın önünde iki yabancıyı konuşturur.”
Murat başını kaldırıp baktı, Elif’in yazdığı satırlara.
“Sen tütünü anlatmıyorsun, yaşatıyorsun,” dedi.
Tütünün Duygusal Yüzü
Hikâye burada bitmedi elbette. Çünkü tütünün kokusu gibi, hikâyeler de kolay kolay dağılmaz.
O günden sonra Elif her hafta dükkâna uğradı. Yeni karışımlar denedi, yeni hikâyeler anlattı.
Murat ise her karışımın içine biraz Elif’in duygularını kattı.
Bir gün Elif, “Tütün nerede kullanılır biliyor musun?” diye sordu gülümseyerek.
Murat sustu, sadece baktı.
Elif devam etti:
“Kalbinde özlem olan herkesin hatırasında…”
Ve o anda Murat anladı ki, tütün sadece topraktan doğan bir bitki değil, insandan doğan bir hikâyeydi.
Forumdaşlar, Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Benim için tütün, çocukluğumun dumanlı bir penceresi. Kimimiz için kötü bir alışkanlık, kimimiz için geçmişin kokusu. Ama ne olursa olsun, tütün bir şekilde hayatımızın içinde yer etmiş.
Siz ne düşünüyorsunuz forumdaşlar?
Sizin de tütün kokusuyla başlayan ya da biten bir hikâyeniz var mı?
Bir piponun dumanında, bir sarma tütünün kokusunda, siz neler hatırlıyorsunuz?
Hadi paylaşın, şu eski dükkanın önünde hep birlikte oturalım.
Belki birimizin hatırası, diğerinin unuttuğu bir gülümsemeyi hatırlatır…
Selam dostlar,
Bugün size biraz farklı bir hikâye getirdim. Sadece “tütün”ün nerede kullanıldığını anlatmak için değil, o kokunun, o dumanın içinde bir ömürlük hatıraların nasıl gizlenebileceğini göstermek için yazmak istedim. Belki siz de okurken kendi anılarınızdan bir parça bulursunuz, kim bilir?
Bir Dükkanın Önünde Başlayan Hikâye
Kasabanın en işlek caddesinde, eski bir tütün dükkânı vardı. Tahtadan kapısının üzerinde solmuş bir tabela asılıydı: “Süleyman Efendi’nin Tütünleri”. İçerisi her daim taze tütün kokardı; o keskin ama bir o kadar da huzurlu koku, dışarıdan geçenleri bile içine çekerdi.
Bir sabah, dükkânın önüne genç bir kadın geldi: Elif. Elinde küçük bir defter, gözlerinde belli belirsiz bir hüzün vardı. İçeri girerken süzüldü kokunun içine, bir an durdu. O koku, yıllar öncesinden birini hatırlatmıştı ona.
Süleyman Efendi’nin torunu olan Murat, tezgâhın arkasında tütünleri karıştırıyordu. Elif’in yüzündeki dalgınlığı fark etti.
“Buyrun hanımefendi,” dedi nazikçe. “Tütün mü alacaktınız, yoksa sadece kokusuna mı geldiniz?”
Elif hafifçe gülümsedi. “Belki ikisi de,” dedi. “Dedem eskiden kendi tütününü sarardı. O koku, sanki evimizin üçüncü bireyiydi.”
Erkeklerin Stratejik Dünyası, Kadınların Duygusal Dokunuşu
Murat, tütünü sadece bir ürün olarak görürdü. Onun için oranlar, karışımlar, kuruluk dereceleri önemliydi. Hangi yaprağın hangi tarladan geldiğini bilmek, tütünü yaşatmanın tek yoluydu. Yani mesele bir stratejiydi; denge ve teknikti.
Elif içinse tütün, babasının sesiyle, dedesinin kahkahasıyla, annesinin “Yeter artık, duman içinde kaldık!” serzenişiyle iç içeydi. Ona göre tütün, bir duyguydu. Bir kokuda saklanan hatıra, bir dumanın ardına gizlenmiş geçmişti.
“Sen tütünü aklınla karıştırıyorsun, ben kalbimle kokluyorum,” dedi Elif.
Murat gülümsedi. “Belki de bu yüzden tütün hâlâ yaşatıyor bizi. Sen hatırlıyorsun, ben sürdürüyorum.”
Tütün Nerede Kullanılır?
O gün, tütünün sadece bir tiryakilik olmadığını konuştular.
Elif, tütünün halk hikâyelerinde, türkülerde, mektuplarda yer alışını anlattı.
“Birçok kadın, sevdiklerine tütün kokulu mendiller gönderirdi. O mendil, hem vedaydı hem umut. Çünkü o koku, sevgiyi taşırdı.”
Murat ise tütünün toprakla olan bağını anlattı:
“Toprakta filizlenir, güneşte kurur, ustanın elinde şekil alır. Tütün aslında insana benzer. Ne kadar işlenirse, o kadar karakter kazanır.”
İkisi de anladı ki, tütün sadece ağızda değil; hatıralarda, hikâyelerde, ilişkilerde de kullanılıyordu.
Bir baba, oğluyla tütün sararken sohbet ediyordu.
Bir kadın, sevdiği adamın gömleğinde o kokuyu arıyordu.
Bir ihtiyar, köy meydanında pipo yakarken gençliğini hatırlıyordu.
Tütün, bir nesiller köprüsüydü. Kimi için yalnızlığın dert ortağı, kimi için dost sohbetlerinin bahanesi.
Bir Duman Gibi Yükselen Geçmiş
Akşam olunca Elif, Murat’ın dükkanında kalmıştı hâlâ. Güneşin son ışıkları camdan içeri süzülürken, tütün tozlarının arasında parlayan o ışıklar, havada dans eden anılar gibiydi.
Elif defterini açtı. “Tütün nerede kullanılır?” başlıklı bir yazı karaladı. Ama o yazı, ansiklopedik bilgiyle değil, hislerle doluydu.
“Bir tütün, bazen bir özlemin mektubudur,” diye başladı.
“Bazen bir babanın yokluğunu koklatır.
Bazen bir dostluğun sessiz tanığı olur.
Ve bazen, sadece bir dükkânın önünde iki yabancıyı konuşturur.”
Murat başını kaldırıp baktı, Elif’in yazdığı satırlara.
“Sen tütünü anlatmıyorsun, yaşatıyorsun,” dedi.
Tütünün Duygusal Yüzü
Hikâye burada bitmedi elbette. Çünkü tütünün kokusu gibi, hikâyeler de kolay kolay dağılmaz.
O günden sonra Elif her hafta dükkâna uğradı. Yeni karışımlar denedi, yeni hikâyeler anlattı.
Murat ise her karışımın içine biraz Elif’in duygularını kattı.
Bir gün Elif, “Tütün nerede kullanılır biliyor musun?” diye sordu gülümseyerek.
Murat sustu, sadece baktı.
Elif devam etti:
“Kalbinde özlem olan herkesin hatırasında…”
Ve o anda Murat anladı ki, tütün sadece topraktan doğan bir bitki değil, insandan doğan bir hikâyeydi.
Forumdaşlar, Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Benim için tütün, çocukluğumun dumanlı bir penceresi. Kimimiz için kötü bir alışkanlık, kimimiz için geçmişin kokusu. Ama ne olursa olsun, tütün bir şekilde hayatımızın içinde yer etmiş.
Siz ne düşünüyorsunuz forumdaşlar?
Sizin de tütün kokusuyla başlayan ya da biten bir hikâyeniz var mı?
Bir piponun dumanında, bir sarma tütünün kokusunda, siz neler hatırlıyorsunuz?
Hadi paylaşın, şu eski dükkanın önünde hep birlikte oturalım.
Belki birimizin hatırası, diğerinin unuttuğu bir gülümsemeyi hatırlatır…