İslamiyette temel ihtiyaçlar nelerdir ?

Sevval

New member
İslamiyet’te Temel İhtiyaçlar: Ruhun, Midenin ve Wi-Fi’nin Ortak Noktası

Bir düşünün: Evde oturuyorsunuz, kahveniz soğumuş, Wi-Fi çekmiyor, bir yandan da “İslam’da temel ihtiyaçlar nelerdir?” diye bir tartışma dönüyor. İşte o anda, hem aklınız hem ruhunuz aç kalıyor. Modern çağda “temel ihtiyaç” dendi mi, bir kısmımız doğrudan kahve, diğer kısmımız da motivasyonlu sabah hikâyeleri arıyor. Ama İslamiyet, bu meseleyi oldukça sistemli, insana bütüncül bakan bir biçimde ele alıyor.

Bir Başlangıç Olarak: ‘Temel İhtiyaç’ Deyince Ne Anlıyoruz?

İslam’da “zarûriyyât” kavramı vardır; yani insanın hem dünyada hem de ahirette varlığını sürdürebilmesi için olmazsa olmaz ihtiyaçlar. Bunlar klasik olarak beş başlıkta toplanır:

1. Din – İnanç sisteminin korunması

2. Can – Hayatın muhafazası

3. Akıl – Düşünme yetisinin korunması

4. Nesil – Ailenin ve toplumun devamı

5. Mal – Mülkiyetin ve emeğin korunması

Kulağa ciddi geliyor ama aslında bu beş unsur, sadece teorik değil; bugünkü hayatın her köşesinde karşımıza çıkan evrensel ihtiyaçlar.

Erkeklerin “Stratejik Planlama”sı ve Kadınların “Empatik Bakışı”

Forumun klasiği: Konuya girince ilk yorumlar hemen ikiye ayrılır.

- Ali: “Kardeşim, mesele basit. Önce temel ihtiyaçları planla, sonra diğer işler kendiliğinden olur. Öncelik sıralaması önemli!”

- Elif: “Ama Ali, insanın kalbi doymadan planlar işlemiyor. Ruhun da beslenmesi gerek.”

Ali Excel tablosu açmış, “Zarûriyyât Listesi” diye başlık atmış; Elif ise çayını almış, “Kalbin huzuru olmadan hiçbir liste çalışmaz” diyor. İkisi de haklı. Çünkü İslamiyet’te hem akıl hem kalp, hem mantık hem duygu bir arada düşünülür.

Bu noktada erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı, “nasıl yapalım?” sorusuna cevap ararken; kadınların ilişki odaklı bakışı, “bunu kimle ve nasıl hissederek yapalım?” sorusunu gündeme getirir. Ancak burada klişelere saplanmayalım: Bugünün dünyasında Ali’nin de kalp kırıklarını onaran bir yanı olabilir, Elif’in de sabah namazı sonrası yatırım analizine baktığı zamanlar vardır.

1. Din: İnancın Yön Bulma Cihazı

İnanç, İslam’da sadece ibadet değil, aynı zamanda yön tayini aracıdır. Dinin korunması, insanın kendi kimliğini kaybetmeden yaşamını sürdürmesi demektir. Modern çağda bu, “ruhsal dengeyi koruma” anlamına da gelir.

Sorun şu: Bazen sabah işe giderken kaybolan kartla birlikte iman tazelemek gerekebilir. Çünkü inanç, sadece camide değil, iş yerinde sabırla, evde adaletle, trafikte öfke kontrolüyle yaşanır. Din, insanın “ben kimim ve neden varım?” sorularına rehberlik eden bir pusuladır.

2. Can: Sadece Nefes Almak Değil, Nitelikli Yaşamak

İslam’da canın korunması, sadece biyolojik varlığın sürmesi anlamına gelmez; yaşamanın saygı ve onurla devam etmesidir. Dolayısıyla “yaşamak” ile “hayatta kalmak” arasında fark vardır.

Bir forum kullanıcısı şöyle demişti: “Karnım tok ama içim aç.”

İşte o iç açlığı, aslında manevi bir açlıktır.

Canın korunması, sağlık, güvenlik ve toplumsal huzurla ilgilidir. Bugün bir sağlık çalışanının gece nöbetinde sabırla görev yapması da bu ilkenin modern tezahürüdür.

3. Akıl: Düşünen Beyin, İnanan Kalp

İslam akla büyük değer verir. Akıl, vahyin rehberliğinde doğruyu bulma aracıdır. Düşünmeyen bir inanç, köksüz; inançsız bir düşünce ise yönsüzdür.

Modern çağın akıl ihtiyacı ise eleştirel düşünme, bilgiye açık olma, hurafelerden arınma şeklinde karşımıza çıkar.

Bir forum üyesi şöyle yazmıştı:

> “Akıl, bir nevi Wi-Fi gibidir. Bağlantı koparsa iman sinyali de zayıflar.”

> Evet, mizah bir yana, İslam’da akıl, imanın aktif bileşenidir.

4. Nesil: Sadece Çocuk Değil, Değer Bırakmak

İslam’ın nesli koruma vurgusu, sadece biyolojik devamla sınırlı değildir. Nesil; ahlak, bilgi ve hikmet aktarımıdır. Bir babanın sabırla çocuğuna doğruluğu öğretmesi, bir annenin nezaketle topluma katkı sunması bu ilkenin canlı örnekleridir.

Toplumsal çeşitlilik burada önem kazanır: İslamiyet, her bireyin farklı karakter, cinsiyet, kültür ve kabiliyetle topluma katkı sunmasını destekler. Yani mesele “kim anne, kim baba” değil; “kim değer üretiyor” sorusudur.

5. Mal: Paylaşmanın Matematiği

Malın korunması, sadece zenginliği değil, adaleti de kapsar. İslam, kazancın helal olmasını, israfın önlenmesini, paylaşmanın teşvik edilmesini öğütler.

Bir forum kullanıcısı şöyle espri yapmıştı:

> “Cüzdanımda zekâtı koruyacak kadar para yok ama gönlümde paylaşacak yer bol.”

> Aslında tam da bu! Malın korunması, sahip olduklarını doğru kullanmakla ilgilidir. Paranın, zamanın, bilginin bile zekâtı vardır.

Modern Dünyada Temel İhtiyaçlar: Fast Food Ruhlara Slow Life Tavsiyesi

Bugün İslam’ın beş temel ihtiyacını modern dille okursak;

- Din, kimlik ve anlam arayışıdır.

- Can, fiziksel ve psikolojik sağlıktır.

- Akıl, bilgiyle donanmış farkındalıktır.

- Nesil, sürdürülebilir değerlere sahip toplumdur.

- Mal, adil paylaşım ve etik üretimdir.

Bu tabloya baktığımızda, İslamiyet’in bin dört yüz yıl öncesinden bugünün en büyük sorunlarına cevap sunduğunu fark ederiz: Kaygı, yalnızlık, amaçsızlık, adaletsizlik…

Son Söz: Ruhun Doymadığı Sofra Boş Kalır

Forumun sonunda biri şöyle yazar:

> “Ben bugün oruç tuttum ama en çok sabırda zorlandım.”

> Bir diğeri cevap verir:

> “Demek ki asıl açlık midede değil, ruhta.”

İslamiyet’in temel ihtiyaçlar anlayışı, sadece yaşamak için değil, insan kalabilmek içindir. Çünkü ruh, akıl, kalp ve beden; hepsi bir arada doyarsa, hayat anlam kazanır.

Ve belki de bütün mesele şu cümlede gizlidir:

“Temel ihtiyaç, insanın hem dünyada huzurla yaşaması hem de ahirette huzur bulabilmesidir.”